NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
181 - (763) حدثني
عبدالله بن
هاشم بن حيان
العبدي. حدثنا
عبدالرحمن
(يعني ابن
مهدي) حدثنا
سفيان عن سلمة
بن كهيل، عن
كريب، عن ابن
عباس؛ قال:
بت
ليلة عند
خالتي ميمونة.
فقام النبي
صلى الله عليه
وسلم من
الليل. فأتى
حاجته. ثم غسل
وجهه ويديه.
ثم نام. ثم قام.
فأتي القربة فأطلق
شناقها. ثم
توضأ وضوءا
بين الوضوءين.
ولم يكثر. وقد
أبلغ. ثم قام
فصلى. فقمت
فتمطيت كراهية
أن يرى أني
كنت أنتبه له.
فتوضأت. فقام
فصلى. فقمت عن
يساره. فأخذ
بيدي فأدارني
عن يمينه.
فتتامت صلاة
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من الليل
ثلاث عشرة
ركعة. ثم اضطجع.
فنام حتى نفخ.
وكان إذا نام
نفخ. فأتاه بلال
فآذنه
بالصلاة. فقام
فصلى ولم
يتوضأ وكان في
دعائه "اللهم!
اجعل في قلبي
نورا، وفي
بصري نورا،
وفي سمعي
نورا، وعن
يميني
نورا، وعن
يساري نورا،
وفوقي نورا،
وتحتي نورا،
وأمامي نورا،
وخلفي نورا،
وعظم لي نورا".
قال
كريب: وسبعا
في التابوت.
فلقيت بعض ولد
العباس
فحدثني بهن.
فذكر عصبي
ولحمي ودمي
وشعري وبشري.
وذكر خصلتين.
[ش
(فأطلق
شناقها)
الشناق هو
الخيط الذي
تربط به في
الوتد. قاله أبو
عبيدة وأبو
عبيد وغيرهما.
وقيل: الوكاء.
(عن يمينه) عن،
هنا، بمعنى
الجانب. أي
أدراني عن جانب
يساره إلى
جانب يمينه.
(وسبعا في
التابوت) أي
سبع كلمات
نسيتها.
قالوا:
والمراد
بالتابوت
الأضلاع وما
تحويه من
القلب وغيره.
تشبيها بالتابوت
الذي
كالصندوق
يحرز فيه المتاع.
أي وسبعا في
قلبي ولكن
نسيتها.
(فلقيت بعض ولد
العباس)
القائل هو
سلمة بن كهيل].
{181}
Bana Abdullah b. Hâşim
b. Hayyân EI-Abdî rivayet etti. (Dediki); Bize, Abdurrahmân yâni Ibni Mehdî
rivayet etti. (Dediki): Bize, Süfyân, Selemetü'bnü Küheyl'den, o da Kureyb'den,
o da İbnİ Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs şöyle demiş
«Bir gece teyzem
Meymûne'nin yanında kaldım. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin
kalkarak hacetine gitti. Sonra yüzünü ve ellerini yıkadı. Sonra uyudu, sonra
kalkarak su tulumuna gitti. Ve onun ağız ipini çözdü; sonra iki abdest arası
(yâni haddinden fazla, lüzumundan az dökmemek şartı ile) bir abdest aldı. Suyu
çok dökmedi fakat her yere ulaştırdı. Sonra kalkarak namaz kıldı. Ben de
kalktım ve onun için uyandığımı zannetmesin diye şöyle bîr gerindim ve abdest
aldım. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaz kıldı. Ben de sol
tarafına durdum. O, elimden tutarak beni sağ tarafına çevirdi. Bu şekilde
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in tam onüç rek'ât namazı tamam oldu.
Sonra uzanıp yattı ve uyudu, hattâ horladi. Zâten uyuduğu vakit horlardı.
Müteakiben Bilâl gelerek kendisine sabah namazını haber verdi. Resûl-i Ekrem
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hemen kalktı ve namaz kıldı; ama abdest almadı.
Duasında şu cümleler vardı :
«Allah'ım! Benim kalbime
nur, gözüme nûr, kulağıma nur, sağıma nur, soluma nûr, üstüme nûr, altıma nûr.
Önüme nûr ve arkama nûr ver! benim nurumu büyült!»
Kureyb; «Tâbûtda yedi
kelime daha vardı, (onları unuttum.) dedi. Sonra Abbas oğullarından birine
rastladım da onları bana söyledi ve: sinirimi, etimi, kanımı, saçımı ve tenimi
diye anlattı. İki haslet daha söyledi.»
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Kitâbu'd-Deavât» da; Ebû Dâvûd «Kitâbü'I-Edeb» de; Tirmizî «Kitâbû'ş-Şemail»
de; Nesâî «Namaz» bahsinde; İbni Mâce de «Kitâbü't-Tahâre» de muhtelif
râvîlerden tahrîc etmişlerdir.
Tâbut'dan murâd :
insanın bedenidir. Çünkü rûh'a nisbetle beden tâbut gibidir. Tâbutun hakikati:
üzerinde cenaze taşınan tahtadan yapma âletdir.
Dimyâtî'ye göre
tâbûtdan murâd; göğüsdür. Çünkü göğüs kalbin tâbutu mesabesindedir. İbni Battal
dahî Aynı şey'i söylemiş ve şunları ilâve etmişdir:
«Netekim ilmi
ezberlemiyen kimse için: Onun ilmi tâbuta tevdî' edilmişdir; derler.» Bâzıları:
«Tâbût'dan mur'âd: kaburga kemikleri ile onların ihtiva ettiği kalp ve sâir
âzadır. Bunlara tâbut denilmesi içersinde eşya muhafaza edilen sandığa
benzediğindendir.» demişlerdir.
İbnü'l-Cevzî'ye göre
tâbûtdan murâd, sandıkdır. Kureyb'in yedi şey'i hatırlayamaması, o anda
hatırında olmayıp evdeki sandığında yazılı bulunduğundandır. Sonra Abbâs
oğullarından birine tesadüf ettiğini soyliyen zât Seleme tü'bnü Küheyl 'dir.
Tesadüf ettiği zâtın ismi de Alîyyü'bnü Abdillâh b. Abbâs'dır.
Bâzıları: «tâbûtdaki
yedi şeyden murâd, yedî nurdur. Bunlar Benî İsrâîl'in Tâbut 'unda yazılı
bulunan nurlardı.» demişlerdir.
Son iki hasletden
murâd: Kirmânî'ye göre vücûdun iç yağları ile kemiklerdir. Bâzıları:. «Bundan
murâd kemikler ile kabirdir.» demişlerdir.
İbni Battal: «Ben, bu
hadîsi Alî b. Abdillâh b. Abbâs'in babasından rivayet ettiğini gördüm...»
diyerek hadîsi uzun uzadıya rivayette bulunmuşdur. O rivâyetde: «Yâ Rabbî!
Benim kemiklerime nûr ve kalbime nûr ver!» ifâdesi vardır. Bir takımları iki
hasletden, dil ile nefsin kasdedildiğini söylerler.
Bu hadîsdeki nurdan
murâd, hakkı beyân ve bütün hâllerde muvâffakiyyete mazhar olmakdır.
Tıybî diyor ki:
«Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in teker teker her âzâ için Allah'dan
nûr istemesi marifet ve tâat nurları ile süslenmesi içindir. Çünkü şeytanlar
insanı altı cihetden vesvese ile kuşatırlar. Onlardan kurtulmak, bu altı ciheti
nurlarla tıkamak sayesinde mümkin olur.»
182 - (763) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن مخرمة
بن سليمان، عن
كريب مولى ابن
عباس؛ أن ابن عباس
أخبره؛ أنه
بات ليلة عند
ميمونة أم
المؤمنين. وهي
خالته. قال
فاضطجعت في
عرض الوسادة.
واضطجع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم في
طولها. فنام
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
حتى انتصف
الليل. أو
قبله بقليل.
أو بعده بقليل.
استيقظ رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فجعل يمسح
النوم عن وجهه
بيده. ثم قرأ
العشر الآيات
الخواتم من
سورة آل
عمران. ثم قام
إلى شن معلقة.
فتوضأ منها.
فأحسن وضوءه.
ثم قام فصلى.
قال
ابن عباس:
فقمت فصنعت
مثل ما صنع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. ثم ذهبت
فقمت إلى
جنبه. فوضع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يده
اليمنى على
رأسي. وأخذ
بأذني اليمنى
يفتلها. فصلى
ركعتين. ثم
ركعتين. ثم
ركعتين. ثم ركعتين.
ثم ركعتين. ثم
أوتر. ثم
اضطجع. حتى
جاء المؤذن
فقام. فصلى
ركعتين
خفيفتين. ثم
خرج فصلى
الصبح.
[ش
(عرض الوسادة)
هكذا ضبطناه
عرض، بفتح
العين. وهكذا
نقله القاضي عياض
عن رواية
الأكثرين.
قال: ورواه
الداودي بالضم،
وهو الجانب.
والصحيح
الفتح.
والمراد بالوسادة
الوسادة
المعروفة
التي تكون تحت
الرؤوس. ونقل
القاضي عن
الباجي
والأصيلي
وغيرهما أن
الوسادة هنا
الفراش،
لقوله: اضطجع
في طولها.
وهذا ضعيف أو
باطل. (يمسح
النوم) أي أثر النوم.
(شن معلقة)
إنما أنثها
على إرادة
القربة. وفي
رواية بعد
هذه: شن معلق.
على إرادة
السقاء
والوعاء. قال
أهل اللغة:
الشن القربة
الخلق،
وجمعها شنان].
{182}
Bize, Yahya b. Yahya
rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Mahrametü'bnü Süleyman'dan dinlediğim, onun da İbni
Abbâs'ın âzâdlısı Kureyb'den naklettiği, Kureyb'e de îbni Abbâs'ın haber
verdiği şu hadîsi okudum:
İbni Abbâs bir gece
teyzesi Ümmü'I-Mü'minîn Meymûne'nin yanında kalmış. İbni Abbâs diyor ki:
Ben, yastığa aykırı
uzandım. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) île zevcesi ise uzunluğuna
yattılar. Derken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uyudu. Gece yarısı
yahut ondan az önce veya az sonra uyandı. Ve yüzünden eliyle uykuyu silmeye
başladı. Sonra Âl-i Imrân sûresinin sonlarındaki on âyeti okudu. Ve asılı duran
bir tuluma davrandı. Ondan abdesî aldı. Abdestinî de güzel aldı. Sonra kalkarak
namaz kıldı.
İbni Abbâs diyor ki: Ben
de kalkarak Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yaptım. Sonra
(onun yanına) giderek yanıbaşına durdum. Derken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) :
Sağ elini başımın
üzerine koydu ve sağ kulağımdan tutarak onu büktü. Müteakiben iki rek'ât namaz
kıldı. Sonra iki rek'ât daha, sonra iki rek'ât daha, sonra iki rek'ât daha'
sonra iki rek'ât daha, sonra iki rek'ât daha kıldı. Sonra vitr yaptı, sonra
uzanıp yattı. Nihayet müezzin gelince kalkarak hafif iki rek'ât dahî kıldı.
Sonra (mescide) çıkarak sabah namazını kıldı.
183 - (763) وحدثني
محمد بن سلمة
المرادي.
حدثنا
عبدالله بن
وهب عن عياض
بن عبدالله
الفهري، عن
مخرمة بن
سليمان، بهذا
الإسناد. وزاد:
ثم
عمد إلى شجب
من ماء. فتسوك
وتوضأ. وأسبغ
الوضوء ولم
يهرق من الماء
إلا قليلا. ثم
حركني فقمت.
وسائر الحديث
نحو حديث مالك.
[ش
(شجب من ماء)
قالوا: هو
السقاء الخلق.
وهو بمعنى
الرواية
الأولى، شن
معلقة. وقيل:
الأشجاب
الأعواد التي
تعلق عليها
القربة. (ولم
يهرق) أي لم
يرق].
{183}
Bana, Muhammed b.
Selemete'l-Mûrâdî rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdullah b. Vehb, lyâz b.
Abdillâh El-Fihrî'den, o da Mahrametü'bnü Süleyman'dan bu isnâdla rivayet etti.
Şunu da ziyâde eyledi:
«Sonra Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ye Sellem) su kabına giderek misvak tutundu ve abdest aldı.
Abdesti yerli yerince aldı. Suyu pek az döktü. Sonra beni dürttü, ben de
kalktım...» Hadîsin geri kalan kısmı Mâlik'in hadîsi gibidir.
İzah:
Bu rivâyetdeki «Ard»
kelimesini Dâvûdî «Urd» şeklinde zabtetmişdir. Ard: Genişlik; Urd: kenar
demekdir. Doğru olan rivayet Nevevî'nin de beyân ettiği gibi «Ayn» iri fethi
ile «Ard» rivayetidir.
Visâde: Yastık
demekdir. Kaadı İyâz bâzı Ulemadan onun burada döşek mânâsına geldiğini rivayet
etmişdir. Çünkü Hz. İbni Abbâs:
«Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem): ile zevcesi uzunluğuna yattılar.» demişdir. Fakat Nevevî bu
kavlin zayif yahut bâtıl olduğunu söylemektedir. Filhakîka Ebû Zür'a'nın
«E!-İlel» adlı eserinde tahrîc ettiği bir rivayette İbni Abbâs (Radiyallahu
anh) şunları söylemiştir:
«Teyzem Meymune'ye
gelerek : ben bu gece sizde yatmak istiyorum, dedi. O : bizde nasıl yatacaksın,
yalnız bir döşeğimiz var! dedi. Benim sizin döşeğinize ihtiyacım yok! elbisemin
yarısını altıma döşerim. Yastığa gelince : Ben de başımı sîzin başınızla
birlikte arkadan yastığa koyarım, dedim. Az sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) geldi. Meymune ona benim söylediklerimi anlatınca: «Bu, Kureyşin
şeyhidir.» buyurdular.
Hadîs-i Şerifden de
anlaşılacağı vecihle Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellern)'in zevcesi Meymûne
(Radiyallahû ahha) İbni Abbâs'ın teyzesidir. Hadîs cima' olmadığı takdirde bir
kimsenin zevcesi ile onun yakın akrabasından bir sabinin —velev mümeyyiz olsun—
yanında yatabileceğine delildir.
Kadi İyâz diyor ki: «Bu
hadîsin bir rivayetinde îbni Abbâs: Ben, teyzemin hayızlı bulunduğu bir gecede
onun evinde kaldım; demişdir. Bu kelime her ne kadar rivayet itibârı ile sahîh
değilse de mânâ itibârı ile pek güzeldir. Çünkü Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in ailesine ihtiyâcı olduğu bir gecede ne îbni Abbâs teyzesinin yanında
kalmak ister, ne buna babası müsâde eder...»
184 - (763) حدثني
هارون بن سعيد
الأيلي. حدثنا
ابن وهب. حدثنا
عمرو عن
عبدربه بن
سعيد عن مخرمة
بن سليمان، عن
كريب مولى ابن
عباس، عن ابن
عباس؛ أنه قال:
نمت
عند ميمونة
زوج النبي صلى
الله عليه
وسلم. ورسول
الله صلى الله
عليه وسلم
عندها تلك الليلة.
فتوضأ رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. ثم قام
فصلى. فقمت عن
يساره. فأخذني
فجعلني عن
يمينه. فصلى
في تلك الليلة
ثلاث عشرة
ركعة. ثم نام
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم حتى نفخ.
وكان إذا نام
نفخ. ثم أتاه المؤذن
فخرج فصلى.
ولم يتوضأ.
قال
عمرو: فحدثت
به بكير بن
الأشج. فقال:
حدثني كريب
بذلك.
{184}
Bana, Harun b. Saîd
El-Eylî rivayet etti. (Dediki): Bize, ibni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bize,
Amr, Abdurabbih b. Saîd'den, o da Mahrametü'bnü Süleyman'dan, o da İbni
Abbâs'ın âzâdlısı Kureyb'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet ettiki, şöyle
demiş:
«Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'in zevcesi Meymûne'nin yanında geceledim. O gece Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanında idi. Derken Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) abdest aldı. Sonra kalkarak namaz kıldı. Ben de kalkarak sol
tarafına durdum. Ama Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), beni tutarak
sağına durdurdu. Müteakiben o gece önüç rek'ât namaz kıldı, sonra Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uyudu, hattâ harladı. Uyuduğu zaman horlardı.
Sonra (namaza davet etmek için) ona müezzin geldi, o da (mescide) çıkarak namaz
kıldı. Fakat abdest almadı.»
Amr demiş ki: «Ben, bu
hadîsi Bükeyru'bnü'l-Eşecc'e söyledim; o da: Bana, Kureyb onu rivayet etti;
dedi.»
185 - (763) وحدثنا
محمد بن رافع.
حدثنا ابن أبي
فديك. أخبرنا
الضحاك عن
مخرمة بن
سليمان، عن كريب
مولى ابن
عباس، عن ابن
عباس؛ قال:
بت
ليلة عند
خالتي ميمونة
بنت الحارث.
فقلت لها: إذا
قام رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فأيقظني.
فقام رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فقمت إلى جنبه
الأيسر. فأخذ
بيدي. فجعلني
من شقه
الأيمن. فجعلت
إذا أغفيت
يأخذ بشحمة
أذني. قال:
فصلى إحدى
عشرة ركعة. ثم
احتبى. حتى
إني لأسمع
نفسه، راقدا.
فلما تبين له
الفجر صلى
ركعتين
خفيفتين.
[ش (ثم
احتبى)
الاحتباء هو
أن يضم
الإنسان رجليه
إلى بطنه بثوب
يجمعها به مع
ظهره. وقد
يكون الاحتباء
باليدين عوض الثوب.
وفي الحديث:
الاحتباء
حيطان العرب.
أي ليس في
البراري
حيطان. فإذا
أرادوا أن
يستندوا
احتبوا. لأن
الاحتباء
يمنعهم من
السقوط، وصير
لهم ذلك
كالجدار. كذا
في النهاية].
{185}
Bize, Muhammed b. Râfi'
rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Ebî
Füdeyk rivayet etti. (Dediki): Bize, Dahhâk, Mahrametü'bnü Süleyman'dan, o da
İbni Abbâs'ın âzâdlısı Kureyb'den, o da İbni Abbâs'dan naklen haber verdi. İbni
Abbâs şöyle demiş:
«Bir gece teyzem Meymûne
binü'l-Hâris'in yanında kaldım. Ona: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
kalktığı vakit beni uyandırıver; dedim. Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) kalktı. Ben de kalkarak sol tarafına durdum:
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) elimden tutarak beni sağ tarafına durdurdu. Bundan sonra
artık ben uyukladım mı kulağımın yumuşağını tutardı. Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) onbir rek'âî namaz kıldı. Sonra elleriyle dizlerini
dolaylayarak oturdu; hattâ oturduğu yerde uyurken ben nefesini işitiyordum.
Sabah olduğunu anlayınca hafif iki rek'ât namaz kıldı.»
186 - (763) حدثنا
ابن أبي عمر
ومحمد بن حاتم
عن ابن عيينة.
قال ابن أبي
عمر: حدثنا
سفيان عن عمرو
بن دينار، عن
كريب مولى ابن
عباس، عن ابن
عباس؛ أنه بات
عند خالته
ميمونة. فقام
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من
الليل. فتوضأ
من شن معلق
وضوءا خفيفا
(قال وصف
وضوءه وجعل
يخففه ويقلله)
قال ابن عباس:
فقمت
فصنعت مثل ما
صنع النبي صلى
الله عليه وسلم.
ثم جئت فقمت
عن يساره.
فأخلفني
فجعلني عن يمينه.
فصلى. ثم
اضطجع فنام
حتى نفخ. ثم
أتاه بلال
فآذنه
بالصلاة. فخرج
فصلى الصبح
ولم يتوضأ.
قال
سفيان: وهذا
للنبي صلى
الله عليه وسلم
خاصة. لأنه
بلغنا أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم تنام
عيناه ولا
ينام قلبه.
[ش
(من شن معلق)
التذكير هنا
على الأصل على
إرادة السقاء
والوعاء.
والتأنيث على
إرادة القربة.
قال أهل
اللغة: الشن
القربة
الخلق،
والجمع شنان.
وقال ابن
الأثير:
الأسقية
الخلقية أشد تبريدا
للماء من
الجدد.
(فأخلفني) أي
فأدارني من خلفه].
{186}
Bize, İbni Ebî Ömer ile
Muhammed b. Hatim, ibni Uyeyne'den rivayet ettiler. İbni Ebî Ömer Dediki: Bize,
Süfyân, Amr b. Dînâr'dan. o da İbni Abbâs'ın âzâdlısı Kureyb'den, o da İbni
Abbâs'dan naklen rivayet ettiki,
İbni Abbâs teyzesi
Meymûne'nin yanında gecelemiş.
«Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) geceleyin kalkarak asılı duran su tulumundan hafif bir abdest
almış. (Râvî demiş ki. İbni Abbâs, Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
abdest alışını tavsif etti. Ve onu hafif tutuyor; (suyu az döküyordu.)
İbni Abbâs demiş ki:
Bunun üzerine ben de kalkarak Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı
gibi yaptım. Sonra gelip sol tarafına durdum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) :
Beni arkasından
geçirerek sağ tarafına durdurdu. Ve namazını kıldı. Sonra yana yaslandı ve
uyudu. Hattâ horladı. Sonra ona Bilâl gelerek namaz vaktini haber verdi. Bunun
üzerine mescide çıkarak sabah namazını kıldı. Fakat abdest almadı.»
Süfyân: «Bu hâl Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Selleln)'e mahsûsdur. Çünkü biz Nebi (Sullallahu Aleyhi ve Sellem)'\n
gözleri uyur, kalbi uyumazdığını duyduk.» demiş.
187 - (763) حدثنا
محمد بن بشار.
حدثنا محمد
(وهو ابن جعفر) حدثنا
شعبة عن سلمة،
عن كريب، عن
ابن عباس؛ قال:
بت
في بيت خالتي
ميمونة. فبقيت
كيف يصلي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
قال فقام
فبال. ثم غسل
وجهه وكفيه.
ثم نام. ثم قام
إلى القربة
فأطلق شناقها.
ثم صب في
الجفنة أو
القصعة. فأكبه
بيده عليها.
ثم توضأ وضوءا
حسنا بين
الوضوءين. ثم
قام فصلى فجئت
فقمت إلى
جنبه. فقمت عن
يساره. قال
فأخذني
فأقامني عن
يمينه.
فتكاملت صلاة
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ثلاث
عشرة ركعة. ثم
نام حتى نفخ.
وكنا نعرفه
إذا نام
بنفخه. ثم خرج
إلى الصلاة.
فصلى. فجعل
يقول في صلاته
أو في سجوده
"اللهم! اجعل
في قلبي نورا،
وفي سمعي
نورا، وفي
بصري نورا،
وعن يميني
نورا، وعن
شمالي نورا،
وأمامي نورا،
وخلفي نورا،
وفوقي نورا،
وتحتي نورا،
واجعل لي نورا،
أو قال
واجعلني نورا".
[ش
(فبقيت) أي
رقبت ونظرت.
يقال: بقيت
وبقوت، بمعنى
رقبت ورمقت.
(وضوءا حسنا
بين الوضوءين)
يعني لم يسرف
و لم يقتر،
وكان بين ذلك
قواما].
{187}
Bize, Muhammed b. Beşşâr
rivayet, etti. (Dediki): Bize, Muhammed (yâni ibni Ca'fer) rivayet etti.
(Dediki): Bize, Şu'be, Seleme'den, o da Kureyb'den, o da İbni Abbâs'dan naklen
rivayet etti. İbni Abbâs şöyle demiş :
Teyzem Meymûne'nin
evinde geceledim de Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellern)'in nasıl namaz
kıldığını gözetledim. Derken kalktı bevletti. Sonra yüzünü ve ellerini yıkadı.
Sonra uyudu. Bilâhare kalkarak su tulumuna gitti. Ve onun ipini çözdü. Sonra
tasa yahut çanağa su döktü. Tulumun (ağzını) da eliyle kabın üzerine eğdi.
Sonra israfla taktır arası güzel bir abdest aldı. Sonra kalkarak namaz kıldı.
Ben de kalktım, yanına geldim. Ve soluna durdum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) beni tutarak sağ tarafına durdurdu. Böylece Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in namazı onüç rek'âtda tamam oldu. Sonra uyudu; hattâ
horladı. Biz, onun uyuduğunu horlamasından ânlardık. Sonra namaza çıktı; ve
(sabah) namaz(ını) kıldı Namazında yahut sücûdunda :
«Yâ Rabbî! Benim kalbime
nûr, kulağıma nûr, gözüme nûr, sağıma nur, soluma nûr, önüme nûr, arkama nûr,
üstüme nûr, altıma nûr ve bana nûr ver; yahut beni nûr eyle!» derdi.
(763) وحدثني
إسحاق بن
منصور. حدثنا
النضر بن
شميل. أخبرنا
شعبة. حدثنا
سلمة بن كهيل
عن بكير، عن كريب،
عن ابن عباس.
قال سلمة:
فلقيت
كريبا فقال:
قال ابن عباس:
كنت عند خالتي
ميمونة. فجاء
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. ثم ذكر
بمثل حديث
غندر. وقال
"واجعلني
نورا" ولم يشك.
{….}
Bana, İshâk b. Mansûr rivayet
etti. (Dediki): Bize, Nadr b. Şümeyl rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be haber
verdi. (Dediki): Bize, Selemetü'bnü Küheyl, Bükeyr'den, o da ibni Abbâs'dan
naklen rivayet etti. Seleme demiş ki: «Müteakiben Kureyb'e rastladım da,
şunları söyledi: ibni Abbâs: Ben, teyzem Meymûne'nin yanındaydım. Sonra
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geldi... dedi. Sonra Gunderin hadîsi
gibi rivâyetde bulundu. (Hadîsin sonunda, o) şekketmedi. Ve: (Benî nûr eyle)
dedi.»
188 - (763) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وهناد
بن السري.
قالا: حدثنا
أبو الأحوص عن
سعيد بن
مسروق، عن
سلمة ابن
كهيل، عن أبي
رشدين مولى
ابن عباس، عن
ابن عباس؛ قال:
بت
عند خالتي
ميمونة. واقتص
الحديث. ولم
يذكر غسل
الوجه
والكفين. غير
أنه قال: ثم
أتى القربة
فحل شناقها.
فتوضأ وضوءا
بين الوضوءين.
ثم أتى فراشه
فنام. ثم قام
قومة أخرى.
فأتى القربة
فحل شناقها.
ثم توضأ وضوءا
هو الوضوء.
وقال "أعظم لي
نورا" ولم
يذكر: واجعلني
نورا.
{188}
Bize, Ebû Bekr b. Ebî
Şeybe ile Hennâd b. Serîy rivayet ettiler. Dediler ki : Bize, Ebû'l-Ahvas, Saîd
h. Mesrûk'dan, o da Selemetü'bnü Küheyl'den, o da İbni Abbâs'ın âzâdlısı Ebû
Rişdîn'den, o da ibni Abbâs'dan naklen rivayet etti. ibni Abbâs şöyle demiş:
«Teyzem Meymûne'nin
yanında geceledim...» Râvî hadisi anlattı yalnız yüzle ellerin yıkandığını
söylemedi. Ancak:
«Sonra tuluma gelerek,
ipini çözdü ve israfla taktır arasında orta bir abdest aldı. Sonra yatağına
gelerek uyudu. Bilâhare bir daha kalktı ve yine tuluma gelerek ipini çözdü ve
öyie bir abdest aldı ki, abdest ona derler!... dedi. Ve : «Bana pek büyük bir
nûr İhsan eyle!» ifadesini söyledi: «Beni nûr eyle!...» cümlesini söylemedi.
189 - (763) وحدثني
أبو الطاهر.
حدثنا ابن وهب
عن عبدالرحمن
بن سلمان
الحجري، عن
عقيل بن خالد؛
أبي سلمة بن
كهيل حدثه؛ أن
كريبا حدثه؛
أن ابن عباس بات
ليلة عند رسول
الله صلى الله
عليه وسلم. قال
فقام رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إلى
القربة فسكب
منها. فتوضأ
ولم يكثر من
الماء ولم يقصر
في الوضوء.
وساق الحديث.
وفيه: قال:
ودعا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ليلتئذ
تسع عشرة
كلمة. قال
سلمة: حدثنيها
كريب. فحفظت
منها ثنتي
عشرة. ونسيت
ما بقي. قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "اللهم!
اجعل لي في
قلبي نورا،
وفي لساني
نورا، وفي
سمعي نورا،
وفي بصري
نورا، ومن
فوقي نورا،
ومن تحتي
نورا، وعن
يميني نورا،
وعن شمالي
نورا، ومن بين
يدي نورا، ومن
خلفي نورا،
واجعل في نفسي
نورا، وأعظم
لي نورا".
{189}
Bana, Ebû't-Tâhîr rivayet
etti. (Dediki): Bize, İbni Vehb, Abdurrahmân b. Selmân El-Hacri'den, o da Ukayl
b. Hâlid'den naklen rivayet etti. Ukayl'e de Seleme'tübnü Küheyl, ona da Kureyb
rivayet etmişki, İbni Abbâs bir gece Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in yanında kalmış.
İbnİ Abbâs demiş ki :
«Sonra Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kalkarak tuluma gitti. Ve ondan su döktü de
abdesf aldı. Fakat abdestte suyu ne çok döktü, ne de az...
Râvî hadîsi böylece
rivayet etmişdir. Bu hadîsde :
«Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), o gece ondokuz kelimelik bir duâda bulundu.» ifâdesi de
vardır.
Seleme demiş ki:
«Onları, bana, Kureyb söyledi. Ben, onların onikisini belledim; geri kalanını
unuttum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
(Yâ Rabbî! Benim kalbime
nûr, dilime nûr, kulağıma nûr, gözüme nûr, üstüme nûr, altıma nûr, sağıma nûr,
soluma nur, önüme nûr, arkama nûr, nefsime nûr ver! Bana büyük bir nûr ihsan
eyle) buyurdular.»
190 - (763) وحدثني
أبو بكر بن
إسحاق. أخبرنا
ابن أبي مريم.
أخبرنا محمد
بن جعفر.
أخبرني شريك
بن أبي نمر عن
كريب، عن ابن
عباس؛ أنه قال:
رقدت
في بيت ميمونة
ليلة كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم عندها.
لأنظر كيف
صلاة النبي
صلى الله عليه
وسلم بالليل.
قال فتحدث
النبي صلى
الله عليه
وسلم مع أهله
ساعة. ثم رقد.
وساق الحديث.
وفيه: ثم قام
فتوضأ واستن.
[ش
(واستن)
الاستنان
استعمال
السواك. لأن
من استعمله
يمره على
أسنانه].
{190}
Bana, Ebû Bekr b. İshâk
rivayet etti. (Dediki): Bize, îbni Ebî Meryem haber verdi. (Dediki): Bize,
Muhammed b. Ca'fer haber verdi. (Dediki): Bana, Şerîkü'bnü Ebî Nemir,
Kureyb'den, o da îbni Abbâs'dan naklen haber verdiki, İbni Abbâs şöyle demiş:
«Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellemj'ın geceleyin nasıl namaz kıldığını göreyim diye nevbetînin
Meymûne'de olduğu bir gece onun evinde yattım Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) ailesi ile bîr müddet konuştukdon sonra uyudu......
Ve Râvî hadîsi (bu
minval üzere) hikâye etmiştir. Bu hadîsde: «Sonra kalkarak abdest aldı ve
misvaklandı.» ibaresi de vardır.
191 - (763) حدثنا
واصل بن
عبدالأعلى.
حدثنا محمد بن
فضيل عن حصين
بن
عبدالرحمن،
عن حبيب بن
أبي ثابت، عن
محمد بن علي
بن عبدالله بن
عباس، عن
أبيه، عن
عبدالله بن
عباس؛ أنه رقد
عند رسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
فاستيقظ.
فتسوك وتوضأ
وهو يقول:
"إن
في خلق
السماوات
والأرض
واختلاف
الليل والنهار
لآيات لأولي
الألباب" [3/آل
عمران/الآية-190].
فقرأ هؤلاء
الآيات حتى
ختم السورة.
ثم قام فصلى
ركعتين. فأطال
فيهما القيام والركوع
والسجود. ثم
انصرف فنام
حتى نفخ. ثم فعل
ذلك ثلاث
مرات. ست
ركعات. كل ذلك
يستاك ويتوضأ
ويقرأ هؤلاء
الآيات. ثم
أوتر بثلاث.
فأذن المؤذن
فخرج إلى
الصلاة. وهو
يقول "اللهم!
اجعل في قلبي
نورا، وفي
لساني نورا، واجعل
في سمعي نورا،
واجعل في بصري
نورا، واجعل
من خلفي نورا،
ومن أمامي
نورا، واجعل
من فوقي نورا،
ومن تحتي
نورا. اللهم!
أعطني نورا".
{191}
Bize, Vâsıl b. Abdil a'lâ
rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammed b. Fudayl, Husayn b. Abdirrahmân'dan, o
da Habîb b. Ebî Sâbit'den, o da Muhammed b. Alîy b. Abdillâh b. Abbâs'dan, o da
babasından, o da Abdullah b. Abbâs'dan naklen rivayet ettiki,
Abdullah b. Abbâs,
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selkm)'in yanında uyumuş. Müteakiben
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uyanarak misvaklanmış ve abdest almış.
(Abdest alırken) şu âyetleri okuyormuş:
«Hiç şüphe yok ki
göklerle yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün biribirini tâkîb edişinde
akıl sahipleri için ibretler vardır.» [ A-li İmran 190 ]
(İbni Abbas demiş ki)
İşte bu âyetleri tâ sûrenin sonuna kadar okudu. Sonra kalkarak iki rek'ât namaz
kıldı. Ama bu ilri rek'âtda kıyamı, rükû'u ve sücûdu uzattı. Sonra oradan ayrılarak
uyudu. Hattâ horladı. Bunu üç defa yaptı, (yâni) altı rek'ât namaz kıldı.
Hepsinde misvaklanıyor; abdest alıyor ve bu âyetleri okuyordu. Sonra üç
rek'âtla vitr yaptı. Derken müezzin ezan okudu; o da namaza çıktı. Şu duayı
okuyordu:
«Allah'ım! benim kalbime
nûr, dilime nûr, kulağıma nûr, gözüme nûr, arkama nûr, önüme nûr, üstüme nûr,
altıma nûr halk eyle! Yâ Rabbî! Bana nûr ver!...»
192 - (763) وحدثني
محمد بن حاتم.
حدثنا محمد بن
بكر. أخبرنا
ابن جريج.
أخبرني عطاء
عن ابن عباس؛
قال:
بت
ذات ليلة عند
خالتي ميمونة.
فقام النبي
صلى الله عليه
وسلم يصلي
متطوعا من
الليل. فقام
النبي صلى
الله عليه
وسلم إلى
القربة فتوضأ.
فقام فصلى.
فقمت، لما
رأيته صنع
ذلك، فتوضأت
من القربة. ثم
قمت إلى شقه
الأيسر. فأخذ
بيدي من وراء
ظهره، يعدلني
كذلك من وراء
ظهره إلى الشق
الأيمن. قلت:
أفي التطوع
كان ذلك؟ قال:
نعم.
[ش
(يعدلني كذلك
من وراء ظهره)
أي يصرفني.
يعني كما أنه
أخذني بيدي من
وراء ظهره،
كذلك صرفني من
شقه الأيسر
إلى شقه
الأيمن من
وراء ظهره].
{192}
Bana, Muhammed b. Hatim
rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dediki): Bize,
İbni Cüreyc haber verdi (Dediki): Bana Atâ', İbni Abbâs'dan naklen haber verdi.
Demiş ki :
«Bir gece teyzem
Meymûne'nîn yanında kaldım, derken Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
geceleyin nafile namaz kılmağa kalktı. Ve su tulumuna giderek abdest aldı ve
namaza durdu. Onun böyle yaptığını görünce, ben de kalktım ve tulumdan abdest
aldım. Sonra onun sol tarafına durdum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
arkasından, benim elimden tutarak benî öylece arkasından sağ tarafına
döndürdü.»
(Râvî diyor ki) : Ben :
«Bu nafile namazdamı oldu?» dedim:
— Evet; cevâbını verdi.
193 - (763) وحدثني
هارون بن
عبدالله
ومحمد بن
رافع. قالا:
حدثنا وهب بن
جرير. أخبرني
أبي. قال: سمعت
قيس بن سعد
يحدث عن عطاء،
عن ابن عباس؛
قال:
بعثني
العباس إلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم، وهو في
بيت خالتي
ميمونة. فبت
معه تلك
الليلة. فقام
يصلي من الليل.
فقمت عن
يساره.
فتناولني من
خلف ظهره. فجعلني
على يمينه.
{193}
Bana, Hârûn b. AbdiIIâh
ile Muhammed b. Râfî' rivâye: ettiler. Dediler ki : Bize, Vehb b. Cerîr rivayet
etti. (Dediki): Bana, babam haber verdi. Dediki: Kays b. Sa'd'i, Atâ'dan, o da
İbni Abbâs'dai naklen rivayet ederken dinledim. îbni Abbâs şöyle demiş:
«Abbâs, beni Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gönderdi.
«Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), teyzem Meymûne'nin evinde idi. O gece onunla beraber kaldım.
Geceleyin Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaza kalktı, ben de
(kalkarak) sol tarafına durdum. O, beni arkasından yakalayarak sağ tarafına
durdurdu.»
(763) وحدثنا
ابن نمير. حدثنا
أبي. حدثنا
عبدالملك عن
عطاء، عن ابن
عباس؛ قال:
بت
عند خالتي
ميمونة. نحو
حديث ابن جريج
وقيس بن سعد.
{….}
Bize, İbni Numeyr
rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti, (Dediki): Bize, Abdülmelik, Atâ'dan,
o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. îbni Abbâs, İbni Cüreyc ve Kavs b.
Sa'd rivayetlerinde olduğu gibi: «Ben, teyzem Meymûne'nin yanında geceledim...»
demiş.
İzah:
Görülüyor ki İbni Abbâs
(Radiyallahû anh)'dan muhtelif yollarla rivayet edilen bu hadîs, Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in gece namazını ve bu namazı kaç rek'at
kıldığını, namaz esnasında okuduğu duaları bildirmektedir.
Yalnız Müslim'in Vâsıl'
b.. Abdil'a'lâ tarîki ile rivayet ettiği (191 numaralı) hadîs, diğer rivayetlere
muhalif düşmüşdür. Çünkü bu rivayette hem rek'ât adedi altı olarak gösterilmiş
hem de Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ı ikişer rek'ât namaz kıldıkça
uyuduğu bildirilmişdir. Hâlbuki diğer rivayetlerde namaz arasında uykudan
bahsedilmediği gibi; gece namazının rek'ât sayısı da onüç olarak tesbit
edilmişdir.
Kadı İyâz diyorki
«Husayn b. Abdirrahmân'in, Habib b. Ebî Sabit 'den rivayeti, Dârakutnî'nin
Müslim'e karşı itiraz ve istidrâk yaptığı husûsâtdan biridir. Çünkü bu rivayet
musrarib, râvileri de muhtelifdir. Dârakutnî hadîsin Habîbden yedi şekilde
rivayet edildiğini, Habîb'in bu hadîsde Currnûr'a muhâlefet ettiğini
söylemişdir.» Fakat Nevevî bu itirazın imam Müslim'e karşı vârid olamayacağını
çünkü Müslim mezkûr rivâyeti müstakillen değil mutâbaat için zikrettiğini,
mutataatda ise asıl hadîslerde caiz görülmeyen bâzı husûsâtın kabul edildiğini
söylemişdir.
Yine Kaadî İyâz:
«İhtimâl ki İbni Abbâs (Radiyallahu anh) ResûluIlah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in gece namazına başlarken kıldığı hafif iki rek'ât namazı saymamışdır.
Onun için de uzun iki rek'ât namaz kıldığından bahsetmişdir. Bu gösteriyor ki
evvelâ iki rek'ât hafif namazı kılmış, sonra iki rek'ât uzun. sonra da hadîsde
zikri geçen altı rek'âtı kılmış; en sonunda da üç rek'âtla vitir yapmışdır. Bu
suretle kılınan namazların mecmû'u, sair rivayetlerde olduğu gibi yine onüç
rek'ât eder.» demişdir. Aliyyu'l-Kari'ye göre İbni Abbâs (Radiyallahû anh)
bilmediği için Nebi (Sallallahü Aleyhi ve Selİem)'in sol tarafına durmuştur.
Çünkü yaşı küçüktü. Kendisi hicretten üç sene evvel doğmuştu. Mâmâfîh sağ
tarafına darmanın hılâf-ı edep olduğunu zannetmiş olması da mümkündür.